be out of Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • be out of
    1. (bir şey) tükenmiş olmak, kalmamak: We´re out of gas. Benzinimiz bitti. By the time he reached the top of the hill he was out of breath. Yokuşun başına vardığında nefesi kesilmişti.
  • be out of a job
    işsiz olmak.
  • be out of character
    (bir davranış) (birinin) karakterine uymamak.
  • be out of character
    (bir davranış) birinin her zamanki davranışlarına uymamak.
  • be out of commission/kilter/whack
    k. dili bozulmuş olmak.
  • be out of control
    1. kontrolden çıkmış olmak, frenlenemez olmak. 2. (biri) dizginlenemez olmak.
  • be out of earshot
    (uzakta olduğu için) işitememek, duyamamak.
  • be out of favor (with)
    (birinin) gözünden düşmüş olmak.
  • be out of it
    argo başka bir dünyada yaşamak, hayal dünyası içinde olmak.
  • be out of line
    1. yersiz/uygunsuz/yakışıksız olmak, yakışık almamak. 2. sıradan çıkmış olmak.
  • be out of luck
    şansı olmamak, şansı yaver gitmemek.
  • be out of one´s mind
    1. aklı yerinde olmamak, aklını kaçırmış olmak. 2. çok öfkeli olmak.
  • be out of one´s mind
    k. dili aklını kaçırmış olmak, delirmiş olmak, keçileri kaçırmış olmak.
  • be out of order
    1. (makine/aygıt) bozulmuş/bozuk olmak, çalışmamak. 2. düzensiz olmak. 3. usule aykırı olmak. 4. uygunsuz olmak.
  • be out of place
    1. (her zamanki) yerinde olmamak. 2. yersiz/uygunsuz/yakışıksız olmak, yakışık almamak.
  • be out of place
    1. (fiilen) yerinde olmamak. 2. uygun düşmemek.
  • be out of plumb
    şakulünde olmamak, şakulden kaçmak.
  • be out of practice
    (uzun zamandan beri bir şeyi yapmadığı için) (onu) iyi yapamamak.
  • be out of practice
    formda olmamak; formdan düşmüş olmak.
  • be out of print
    (kitabın) baskısı tükenmiş olmak.
  • be out of print
    (kitap) yayımcısında mevcut olmamak, kitapçılarda bulunmamak, (kitabın) baskısı tükenmiş olmak.
  • be out of reach
    1. el altında olmamak. 2. erişilemez olmak.
  • be out of season
    -in mevsimi bitmiş olmak.
  • be out of shape
    formunda olmamak.
  • be out of shape
    1. formda olmamak, formdan düşmüş olmak. 2. şeklini kaybetmiş olmak, kalıpsız olmak.
  • be out of sorts
    k. dili sinirleri ayakta olmak.
  • be out of sorts
    k. dili canı sıkkın olmak, keyfi kaçmak/bozulmak.
  • be out of step
    1. (with) (başkalarına) adım uydurmamak. 2. with -e ayak uydurmamak.
  • be out of stock
    stokta bulunmamak.
  • be out of sync
    senkronik olmamak, senkronize edilmemiş olmak.
  • be out of the hole
    k. dili borçtan kurtulmuş olmak.
  • be out of the picture
    k. dili (biri) sahneden çekilmiş olmak, işin içinde olmamak.
  • be out of the question
    k. dili söz konusu olmamak, düşünülmemek, uygun sayılmamak.
  • be out of the running
    (yarışmadan) elenmiş olmak.
  • be out of the running
    adaylıktan elenmiş olmak.
  • be out of the woods
    (hasta) hayati tehlikeyi atlatmış olmak.
  • be out of the woods
    k. dili tehlikeyi atlatmış olmak.
  • be out of this world
    argo çok güzel/harika/süper olmak.
  • be out of this world
    k. dili süper/fevkalade güzel/fevkalade/harika/harikulade olmak.
  • be out of touch
    1. (with) (biriyle) iletişim içinde olmamak. 2. dünyada olup bitenlerden haberi olmamak. 3. with (bir konuya) ait yeni gelişmeler hakkında bilgisi olmamak.
  • be out of touch with
    1. ile temasta bulunmamak. 2. -den habersiz olmak.
  • be out of work
    işsiz olmak.
  • be out of work
    işsiz olmak.